“SIRADIŞI BİR DOSTLUK” İSİMLİ SERGİ SANATSEVERLERLE BULUŞTU

Çanakkale Savaşları’nın 100.Yıldönümü kapsamında gerçekleştirilen Mine Konakçı’nın “Sıradışı Bir Dostluk” adlı fotoğraf sergisinin açılışı Gelibolu Atatürk Kültür Merkezi’nde Belediye Başkanımız Özacar ve kalabalık bir davetli topluluğu ile yapıldı.

Çanakkale Savaşı’nın 100. Yıldönümü kapsamında düzenlenen Mine Konakçı’nın “Sıradışı Bir Dostluk” (An Unusual Friendship) fotoğraf sergisi Gelibolu Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde sanatseverler ile buluştu.

Daha önce İstanbul, Yeni Zelanda ve Avustralya’da eş zamanlı olarak sanatseverler ile buluşan serginin son durağı olan Gelibolu’daki açılışına Belediye Başkanımız Mustafa Özacar, Uluslararası Skal Dernekleri Federasyonu Çanakkale Şube Başkanı Dilek Mildon, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile kalabalık bir davetli topluluğu katıldı.

Açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından davetlilere hitaben bir konuşma yapan Belediye Başkanımız Mustafa Özacar, bu tür etkinliklerin geleceğe barış umudunu taşımak adına anlamının ve değerinin çok büyük olduğuna vurgu yaptı.

“Barış için dostluğu hakim kılacağız”

Başkanımız Özacar, değer yaratanların toplumda her zaman görülmese de ayrı bir yerlerinin olduğunu düşündüğünü ifade ederek devam ettiği konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Dostluk çok soyut bir kavram Ne olduğu, nereye gittiği, kimin nasıl baktığına göre değişebilen bir kavram. Ama çok sıcak bir kavram. Nasıl elde edilir? Herkesin bu konuda farklı görüşleri var. Nasıl dostluk kurulabilir diye. İnsan yapısı salt fiziki yapıdan değil duyguyla birlikte harmanlanmış bir fiziki yapıdan da oluşur. Bu duygular, nerede nereye varırsa eğer kin, öfke, nefretin savaşı getirdiği gibi; sevgi, saygı ve dostluğun huzuru ve barışı getirdiği de olur. Bizler, bir diğerini reddedip sadece sevgi, saygının dostluğu getirmesini istiyoruz. Salt kendi aramızda değil, salt ülkemizde değil, tüm dünya için bunu arzuluyoruz. Bu görünmez ufak çakıl taşlarını döşeyenler var ya dostluk yolunu açan o çok zor yolu döşeyen insanlardır. Saygın insanlardır, her zaman saygıyla da anılmaları gerek. Bu dostluk köprüsü kolay da kurulan bir köprü değil. Bizlerin bir atasözü vardır, ‘en büyük dostluklar kavgayla başlar’ diye. İnsanlar zaman zaman hırslarına ve öfkelerine yenilir, evinde ailesinin içerisinde kavga çıkar, kavga biraz daha büyür bulunduğu apartmanda kavga çıkar, bulunduğu ilçede, bulunduğu ülkede kavga çıkar, eğer öfkesini, kinini, nefretini yenemezse daha büyük öfkeler dünya savaşları çıkartır. İşte insanlık adına en korkulan şey, bu dünya savaşlarıdır. Bundan tam 100 yıl önce, yine böyle bir öfkenin, paylaşamamanın ve hırsın meydana getirdiği bir kanlı savaş başladı. Bir ucu da bize dayandı. Bu savaşın en yakınında bizler Gelibolu’da, Çanakkale’de ve Gelibolu Yarımadası’nda yaşadık. Bu çok büyük savaşın 100.yılında, 100 yıldır dostluk köprüleri kurmaya çalışan dostlar ve dostluklar yaratıldı. Demek ki, savaşlar çok ama çok kalıcı dostlukları da beraberinde getiriyor. Bunun en önemli nedeni de insanların birbirini tanıması. Ön yargıyla hareket ettiğimiz her türlü söylem ve davranış, bizi eksi, negatife götürür, olumsuzluğa götürür. İnsanları sevdikçe, olumlu yönden baktıkça dostluğa götürür. 100 yıl önce buraya gelenler, kara propagandaları ile bizleri çok kötü göstermeye çalışanların çabalarıyla Türkleri yani bu cephede savaşanları bir öcü, bir canavar olarak gösterdiler. Ama etten ve kemikten yoğrulmuş bu insanlar, burada hiç ummadıkları bir davranışla karşılaştılar. Savaşa savaşa karşısındakini tanıdılar, dostluğu tanıdılar, siperler arasındaki yiyeceklerin paylaşımına tanık oldular. İçtikleri suyu paylaştılar. Bunlar, sözde bir birini yok etmeye gelen insanlardı. Bunlar, bir birlerini tanıdıkça dostluğun, sevginin, saygının ne olduğunu, saygınlığın ne olduğunu bir kez daha öğrenmiş oldular. Ve bunlar, hiç istemedikleri halde bu savaşın bir parçası oldular. Düşünün ki, hiç düşünmedikleri bir ortamda Avustralyalılar, Yeni Zelandalılar, Avrupa’nın bir parçası Türkiye’ye gelip burada savaşa tutuşacaklarını hangisi bilebilirdi. Onları sürükleyenlerin haricinde hiç kimse. O kadar büyük öfkeyle geldiler ki, o kadar güzelliklerle karşılaştılar ki, sonuçta tüm bu çelişkiler içerisinde ülkelerine döndüler. Yani bizleri tanıdılar. Yani dostluk kavramının ne olduğunu da tanımış oldular. Bunun en güzel örneğini sanıyorum Avustralyalı bir general ‘Bizler bir şafak vakti, bu toprak parçasına çıkmıştık. Yine bir şafak vakti, sessizce bu topraklardan ayrılıyoruz. Utancımızdan değil geriye baktığımızda sadece dostlarımızdan ayrılmanın hüznünü yaşıyoruz’ sözleriyle vermiştir. Dostluk kavramının hangi anlamları ifade ettiğini bir kez daha kanıtlamıştır. Dostluğa yol açan her kimse, inancını, bakış açısını, yaşam biçimini sormadan, sorgulamadan onları hasretle kucaklıyorum. Onlara minnet ve şükranlarımı iletiyorum. Biz, eğer bu ülkede kendi yaşamımızda ve dünyada barışı istiyorsak eğer öncelikle dostluğu hakim kılacağız, sevgiyi ve saygıyı hakim kılacağız ve ebedi dostluğa ve barışa ulaşacağız”

Bu etkinliğe katkı verenlerin başında gelen Uluslararası Skal Dernekleri Federasyonu Çanakkale Şube Başkanı Dilek Mildon da, kısa bir konuşma yaparak küresel turizmi ve arkadaşlığı yaymaya çalışan uluslararası bir sivil toplum örgütü olarak bu tür etkinliklere destek vermeye devam edeceklerini belirtti, serginin Gelibolu’da açılması için desteklerini esirgemeyen Başkan Özacar’a teşekkür etti.

Konuşmalarının ardından Belediye Başkanımız Özacar, yurt dışında bulunması sebebiyle fotoğraf sanatçısı Mine Konakçı’ya ulaştırılmak üzere kayınvalidesi Sevil Konakçı’ya ve Dilek Mildon’a savaşta yaralı Anzak askerini kucaklayarak tedavisinin yapılması için sipere taşıyan Türk askerini sembolize eden plaket takdim etti.

20 Ekim tarihine kadar açık kalacak olan sergide, büyük ebat 17 fotoğraf ile portre sahiplerine ait ayrıntılı veriler ve orijinal alıntılar içeren bilgi notları yer alıyor.

Paylaş:

Bunlar da hoşunuza gidebilir...