SAROS MASAYA YATIRILDI

Aralık 2010’da Bakanlar Kurulu kararıyla ÖÇK Bölgesi ilan edilen Saros Körfezi, Çanakkale’de düzenlenen Saros Sempozyumu’nda masaya yatırıldı.

Bölgenin imar planlaması dahil su altı canlılarının korunmasına yönelik planlamaların sil baştan yenilenmesi için görüşler paylaşıldı.

Çevre Orman Bakanlığı teklifi ve 22 Aralık 2010 tarihinde Bakanlar Kurulu kararı ile “Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan edilen ve T.C Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı sorumluluğuna verilen Saros Körfezi ile ilgili Çanakkale’de “Saros Sempozyumu” düzenlendi. Kale İda Resort Otel’de düzenlenen sempozyuma Vali Yardımcısı Cemal Yıldızer, ÇOMÜ Su Ürünleri Fakültesinden Şükran Cirik ile birlikte Gelibolu Milli Parklar Müdürlüğü, Bayındırlık İskan Müdürlüğü, Gelibolu Kaymakamı Namık Kemal Nazlı, Belediye Başkanımız M.Mustafa Özacar ile birlikte Gelibolu Yarımadası Belediye Başkanları, Çevre Orman Müdürlüğü personeli ile çeşitli sivil toplum örgütlerinden yöneticiler katıldı. Sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki otonom üzerinden gerçekleşen sempozyumda; Saroz Körfezinin sahip olduğu sualtı zenginlikler ve kıyı alanlarındaki yapılaşmalara dikkat çekilerek bölgenin imar planlaması dahil su altı canlılarının korunmasına yönelik planlamalar ele alındı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan ÖÇKK Başkanı Ahmet Özuyanık, Saros Körfezinin önemine işaret etti. Özuyanık; “Son olarak 22 Aralık 2010 tarihinde Çevre ve Orman Bakanlığı’nın talebi üzerine alınan Bakanlar Kurulu Kararı ile Saros Körfezi’nin yaklaşık 73 bin hektarlık bölümü Özel Çevre Koruma Bölgesi olarak ilan edilmiştir. Aynı kararla ayrıca Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin deniz alanı da yaklaşık 50 bin hektar daha genişletilmiştir.10 adedi Akdeniz ve Ege’de yer alan Özel Çevre Koruma Bölgelerinin sayısı Saros Körfezi ile birlikte 14’den 15’e yükselmiş, toplam yüz ölçümü 1 milyon 262 bin 847 hektardan 1 milyon 335 bin 867 hektara, 1068 kilometre olan toplam kıyı uzunluğu 1133 kilometreye, deniz ve kıyı alanları büyüklüğü ise 286 bin 500 hektara çıkarılmıştır. Saros Körfezi, 144 çeşit balık, 78 tür deniz bitkisi ve 34 tür süngere ev sahipliği yapan, su altı zenginlikleri ile dolu ve sualtı etkinlikleri ile ilgilenenler için oldukça önemli bir bölgedir. Körfez içinde barındırdığı zengin balık çeşitleri nedeniyle deniz biyologları ve dalış meraklıları arasında büyük ve doğal bir akvaryum olarak nitelendirilir.

Saros Körfezi’nin 22.12.2010 tarihinde Özel Çevre Koruma Bölgesi kapsamına alınmasıyla, Özel Çevre Koruma Kurumu, “Türkiye’nin Deniz ve Kıyı Koruma Alanları Sisteminin Güçlendirilmesi” adlı büyük ölçekli GEF projesindeki önemli taahhütlerinden biri de yerine getirmiş oldu. Bu kararla, Saros Körfezi’nin doğal güzellikleri, tarihi ve kültürel kaynakları, biyolojik çeşitliliği, sualtı, su üstü canlı ve cansız varlıklarının korunmasına yönelik koruma kullanma esaslarının belirlenmesi, imar planlarının oluşturulması, revize edilmesi ve resen onaylanması, bölgenin ihtiyaç duyduğu altyapı yatırımlarının yapılması konularında; Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı yetkili kılınmıştır. Kurum, Bakanlar Kurulu’ndan aldığı bu yetki ile Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi ile ilgili olarak alınacak kararları, bölgedeki kamu ve özel sektör temsilcileri, Sivil Toplum Kuruluşları ve akademisyenler ile birlikte değerlendirme anlayışı için burada toplandık” dedi.
Sempozyumun “Doğa koruma ve özel çevre koruma yaklaşımı’ konulu bölümünde konuşan ÖÇKKB Çevre Konuları Araştırma ve İnceleme Daire Başkanı Mehmet Menengiç ise; doğanın insanlara kapatılması durumunda bu yöntemin bazen çok olumlu sonuçlar doğurduğunu, bazı bölgelerde ise kısmi olarak insanlara kapatıldığında bölgelerin doğal ortamlarının gelişmesinde daha uzun süreç aldığını ancak her iki kararın da olumluluklarının sadece Türkiye’de değil dünyanın pek çok ülkesinde görüldüğüne vurgu yaptı.

Sempozyumda; deniz ve kıyı koruma alanları sistemi de ele alındı. Saroz Körfezindeki çevresel riskler, kültür ve tabiat varlıklarının özel çevre koruma bölgelerine etkisi, Saroz Körfezinde Kıyı kanunu uygulamaları ele alınırken Belediye Başkanımız Mustafa Özacar da ‘koruma alanlarında planlama ve planlamanın önemi’ konusunda söz aldı.

Konuşmasında Saros’un doğal bir akvaryum olduğu vurgusunu yapan Özacar, bu bölgede trolle avlanmanın kesinlikle engellenmesi gerektiğini dile getirdi.

“Özel Çevre Koruma Bölgesi” ilan edilen ve T.C Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı sorumluluğuna verilen Saros Körfezi ile ilgili çalışmaların “yerinde yönetim anlayışı” doğrultusunda Gelibolu’da sürdürülmesine dikkat çeken Başkanımız Özacar, özetle şu ifadeleri kullandı:

“Günü birlik anlayışlar çözüm getirmez. Saros Körfezi Özel Çevre Koruma Kurulu çalışmalarını sabitlenerek Gelibolu’da gerçekleştirmelidir. Biz bu bağlamda yerel yönetim olarak üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye hazırız. Sadece akademisyenler akademik, siyasetçiler siyasi konuşarak Saroz ile ilgili somut çözüm önerileri ortaya çıkmaz. Her şeyden önce kurulun yapılanmasını Gelibolu’da yapmasının gerekliliğine dikkat çekmek istiyorum. Kurul çalışmalarına başlamadan önce bu önerim mutlak surette değerlendirmeye alınmalıdır.”

Sempozyumun kapanışında söz alan Gelibolu Kaymakamı Namık Kemal Nazlı’da belediye başkanımızın öneri ve isteklerine katıldığını ifade ederek, Saroz Körfezi’nde imar planlaması dahil su altı canlılarının korunmasına yönelik planlamaların yenilenmesi gerekliliğine dikkat çekti.

Paylaş:

Bunlar da hoşunuza gidebilir...