BAŞKAN ÖZACAR’IN 8 MART MESAJI
Gelibolu Belediye Başkanı Özacar, “Kadınlarımız, ekonomik ve sosyal yaşamın ayrılmaz parçaları, üretimin etkin unsurlarıdır. Toplumsal cinsiyet ayrımcılığının ve artarak devam eden şiddetin son bulması umuduyla Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum” dedi.
“8 Mart Dünya Kadınlar Günü” nedeniyle bir basın açıklaması yayımlayan Gelibolu Belediye Başkanı M.Mustafa Özacar, tüm dünyadaki kadınların, haklı çabalarının karşılık bulmasını temenni ettiğini, toplumların şekillenmesinde ve kalkınmasında kadınların emeğinin ve katkısının büyük olduğunu söyledi.
Başkan Özacar yazılı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Öncelikle tüm dünyada kadınlarımızın yüzyıllardır yürüttüğü, haksızlığa, eşitsizliğe, şiddete ve ayrımcı uygulamalara karşı özgürleşme ve eşit haklara sahip olma mücadelesinin kutlandığı 8 Mart Kadınlar Gününü kutlar, bu uğurda verilen mücadelede toplumsal yaşam ve çalışma yaşamındaki cinayetlerde yaşamlarını yitiren kadınlarımızı saygı ile anıyorum.
Kadınlarımız, ekonomik ve sosyal yaşamın ayrılmaz parçaları, üretimin etkin unsurlarıdır. Günümüzde ülkelerin gelişmişlik düzeyi, yalnızca ekonomik göstergelerle değil, insan haklarına ve özellikle de kadın haklarına verilen değerle ölçülmektedir. Kadınların toplumdaki yeri, erkeklerle eşit şartlara sahip olup olmadıkları, bu değerlendirmede çok önemli yer tutmaktadır. Ne yazık ki, kadınların büyük bir çoğunluğu, sahip oldukları hakların birçoğunu bilmedikleri, farkına varmadıkları için haklarını arayamamaktadırlar.
Kadınlarımızın en önemli sorunlarından bir tanesi de, işgücü içerisinde yer alamamalarıdır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yaşandığı ülkemizde de kadın, ya düşük ücretlerle çalıştırılmakta ya da hiç istihdam edilmemektedir. Tüm bunların yanında, sosyal yaşamdan, hukuksal alandan ve iş yaşamından mahrum bırakılan kadınlar bir de şiddete ve işkenceye maruz bırakılmaktadır. Ne acıdır ki ülkemiz neredeyse her güne yeni bir kadın cinayeti, kadın istismarı haberi ile uyanıyor ve kadına şiddet gittikçe çoğalmaktadır.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, kadına yönelik şiddetin son bulması için hükümetlere ve meslek örgütlerine de çok büyük sorumluluklar düştüğünün farkındayız. Sadece cinsiyetinden dolayı ikinci sınıf vatandaş muamelesi gören, aile içi şiddete maruz kalan, eğitimine izin verilmeyen, yasal haklarını bilmeyen ve ezilen kadınların bu sorunlarının çözümü için el ele vermek zorundayız. Toplumsal iyileşmenin sağlanması, şüphesiz öncelikle kadınların eğitilmesi ve gündelik sosyal yaşama katılmalarıyla mümkün olacaktır.
Unutulmamalıdır ki, kadınlara eşit hakların verilmesi, dünya barışını da güçlendirecektir. Ulu Önderimiz Atatürk sayesinde 1935 yılında pek çok devletin kadınından daha önce seçme ve seçilme hakkına sahip olan Türk kadını, haklarını elde etmek için daha fazla beklememeli ve ülke yönetiminde de daha fazla söz sahibi olmalıdır.
Bu amaçla, kadınlara hak ettikleri değerin yalnızca bugün değil, her zaman verilmesi ve kadınlara yönelik projelerin devlet tarafından bizzat yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Daha iyi koşulların yaratılması için gerekli somut adımların atılmasında bizler de ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumuzu belirtiyor, tüm dünyadaki kadınların, haklı çabalarının karşılık bulmasını temenni ediyoruz.”